BİLGİ TEORİLERİNDEN GERÇEĞE

Ormanlar kralı aslanı sirke soytarı yapan sebep insanoğluna karşı IQ eksikliğidir. Ortalama IQ'su 90 olan insanoğlunun, ortalama IQ'su 160 olan düzenin kurgu sahipleri tarafından aynı muameleye maruz kaldığını görmek ve anlamak gerekiyor.
Kısacası, yıkıcı teknolojiler sayesinde, dalga geçtiğimiz Maya halkından pek de bir farkımızın olmadığını ve çok daha karmaşık bilgi işlem teknikleriyle manipüle edildiğimizi görmemiz gerekiyor.
Bu durum günde ortalama 150 kere (araştırmalara göre) kontrol ettiğiniz akıllı telefonumuzdan sosyal medyaya boca ettiğimiz kişisel (ve dahi ruhsal) bilgilerimizden kaynaklanıyor.
Saçma sapan verilerimizi dikkatle izlemiyor ve dinlemiyorlar. Verilerimizi alıp bizi hesaplıyorlar.
En değerli markalar listesinde eskiden petrol şirketleri başlarda yer alırken 2000'li yıllarda başlayan değişim artan bir ivme ile devam ediyor.
Bilginin internette paylaşımı sonucu insanların büyük bir kısmı eşit bilgi edinme şansına sahip. Bilgi kaynaklarının çeşitliliği doğru ve yanlış bilgiyi ayırt edebilmemiz için bizlere şans veriyor. Fakat bu durum bilginin güç olarak kullanılmadığı anlamına gelmiyor.
Big Data, insanların hacklenmesi ve atoma bilgi yazma... Hepsi puzzle'ın parçaları... ya da hepsi parçaların puzzle'ları...
Bütün çipler 7 yaşına kadar bir yerlere yerleştirilmiş oluyor, dahasına ne gerek? Bu çiplerin ve bu çiplerle uzaktan manipülasyonun mümkünatı endüstri devrimi ile keşfedildi, o kadar heyecan buyurmayınız. Çip nedir diye merak ediyorsanız kendinizden uzaklaşıp ezberlerinize yoğunlaşınız. Artık çip olarak bizzat insanın kendi atomları kullanılıyor.
İnsanoğlunun geldiği nokta burası. Hatırda tutmak gerekir ki teknoloji ile ilgili bazı bilgiler ortaya saçıldığında saçılan bilgilerin yaklaşık on yıldır insan hayatına gömülü olduğu bilinmelidir. Yani olacak olanlar değil hayata geçenler aktarılmaktadır. Mesela 2016 yılından bu yana sanal zeka uygulamalarının devletlerin yönetim kademelerinde işbaşı yaptığı söylenebilir.
Biz insanlar basit canlılardık. Belki de basitleştirilmiş canlılar. Dünün geçtiği, anın hissedilemediği ve yarının bilinemediği ve ne icadı olduğu belli olmayan bir zaman teknesinde ve yine ne olduğu belli olmayan bir cam fanusun içinde japon balıkları gibi ahmakça yön bulma uğraşındaydık. Aynı gemide olmamıza rağmen, aynı sona doğru yol almamıza rağmen herkes kendisine ait bir yön olduğuna inanıyor, onun doğruluğuna iman ediyor ve sapık bir narsizimle bununla gurur duyuyordu.
İnsanoğlu egosu şişirilmiş, akıl ve zekası söndürülmüş git-gel bir varlık ve filmin sonunda ezilen çimenler olma dışında pek az seçeneği var.
En değerli markalar listesinde petrol şirketleri yerine bilgi teknolojileri üreten firmalar var. Bu da bize eski sistemin aparatlarının artık veda zamanının geldiğini gösteriyor. Bu yüzden her şey biraz karmaşık. Aklı başında insan sandığımız kişilerin çoğunun saçmalaması bundan.
Ortaklık bozuldu. Bilgi ile para’nın savaşı. Para’nın aparatları can derdinde. Zira artık onlara gerek kalmadı. Eskinin aparatları önce değersizleşecek sonra kaybolacak.
2022 en değerli markalar listesinde ilk on:
· Apple.
· Google.
· Amazon.
· Microsoft.
· Tencent.
· McDonald's.
· Visa.
· Facebook.
İlaç devi Novartis ve Google gözyaşından kandaki glukoz seviyesini birkaç saniyede ölçen lensler geliştiriyor. Pixie Scientific ürettiği akıllı bezler sayesinde bebek kakasını inceleyerek bebeğinizin sağlık durumu ile ilgili bilgi verebiliyor. Nabzınızı, uyku kalitenizi, günde kaç adım atmanız gerektiğini kontrol eden ve gerekli durumlarda sizleri uyaran kol saatleri üretiliyor.
Deadline isimli uygulama yaşam alışkanlıklarınızdan hareketle ne kadar ömrünüzün kaldığını tahmin edebiliyor. Düşünce gücüyle hareket eden uzuvlar üretiliyor. Neurolink ile ilgili bir şeyler duymuşsunuzdur.
1990 kasımında Cern’de nxoc01.cern.cern.ch isimli site ilk web sitesi olarak kurulmuştu. 1998 e gelindiğinde google da 28 milyon web sitesine vardı. 2000 yılın da bu sayı 1 milyarı aştı.
Robotlara bilinç yükleme. Lawgeex hukuk Prof. Katkıda bulunduğu bir yapay zeka uygulaması geliştirildi 20 avukat bir sözleşmeyi hukuken değerlendirir harcadıkları zaman 4 saat olup avukatların doğruluk payı %85 tir. Sana zeka uygulaması çalışmayı 26 dakikada tamamlar hem de %95 doğruluk ile.
Blackrock isimli uygulama ise yapay zeka borsa üstadı. 6 Trilyon dolar civarında fon yönetiyor.
İlk defa topa sahip olan bir çocuğun ortalığı çığlıklarla kaosa boğması gibi, insanoğlunun büyük yekünü, kendisine düşük kapasite beyin hediye edilmiş maymun gibi ortalığı velveleye vermekle meşgul...
Tabi tüm bunlar olurken bizde dünyayı yöneten gizli yapı efsaneleri ekranlardan düşmemişti. Düşmüyor da. Tüm söylemler tek bir aileye yönelik. Konuşanlar karşıt ekolün aparatları. İşlerini ne kadar iyi yaptıklarına dair tek bir örnek verelim.
“Dünya insan nüfusunda doyumu çoktan aştı her gün 350.000 insan dünya üzerinden silmeliyiz” diyen Ünlü deniz kaptanı Jackues Coesteau hakkında bir hikaye yazdılar. Hikayeye göre bu kişi Cebelitarık boğazında tatlı ve tuzlu suyun birbirine karışmadığını görmüş ve hidayete ermişti. Muhafazakar TV kanallarında bu ünlü denizcinin belgesellerini uzunca bir süre yayınlamışlardı.
İllüzyon işte böyle bir şeydir.
Kalabalıklar genelde boğanın yanında saf tuttuğunu sanır matadoru alkışlar. Ama bundan haberi olmaz.
Perdeleri aralama niyeti ile Dünyayı yöneten 5 ailenin çalışma prensiplerini modaya uyarak Rockefeller ailesi özelinde biraz anlatmaya çalışalım.
Niels Bohr ve Werner Heisenberg, (kuantum teorisinin en önemli isimleri) 1920’li yıllarda Rockefeller Vakfı’nın desteklediği International Education Board (IEB) tarafından çok büyük rakalmarla fonlanırlar. Einstein da IEB’den destek alır.
Norbert Wiener, yapay zekanın temellerini atan ‘Geri besleme mekanizması’nın teorisyenidir ve büyük bir matematikçidir. 1940’larda Rockefeller Vakfı’ndan çok ciddi rakalmarla ifade edilen burslar alır. 1948 yılında ezberleri yıkan 'Cybernetics' kitabını yayınlar.
John Von Neumann, büyük matematikçilerin en son temsilcisi olarak bilinir. 1923 yılında henüz 20 yaşında iken Rockefeller Bursuna hak kazanır ve 1926’da 'Kuantum Mekaniğinin Matematik Temelleri' isimli kitabını yayınlar.
Neumann, 1945 yılında dünyanın ilk bilgisayarı ENIAC’ı 'programlanabilir' yaparak bilgisayar teknolojilerinde en büyük dönüm noktalarından birisine sebep olmuştur.
Laurance Rockefeller, 1946 yılında özellikle Silikon Vadisi’ndeki (o zamanki adı Silikon Vadisi değildi) start-up’ları fonlamak için Venrock Venture Capital’i kurar.
Venrock Venture Capital, Intel ve Apple firmalarının ilk yatırımcılarındandır (vizyon!). Venrock, Intel ve Apple dışında 440 start-up’a, 2,5 milyar dolarlık yatırım yapar. Yatırımların getirisi binlerce kat olur.
1949 yılında iletişim teknolojileri için en büyük mihenk taşı olan ‘The Mathematical Theory of Communication’ makalesi Claude Shannon tarafından yayınlanır. Makalenin diğer yazarı Warren Weaver’dir. Warren Weaver Rockefeller Vakfı Doğa Bilimleri direktörüdür.
1956 yılında Rockefeller Vakfı çok önemli bir konferansı fonlar; Dartmouth Conference (Vizyon!). 5 haftalık konferansta bilgi teknolojilerinde geleceğin en büyük 4 mimarı hazır bulunmaktadır; John McCarthy, Marvin Minsky, Claude Shannon, Nathan Rochester.
John McCarthy makine öğrenimine yeni bir isimlendirme yapmak ister ve ‘Artificial Intelligence - Yapay Zeka’ ismini bu konferansta önerir. Günümüzde Dartmouth Konferansının ilk günü, Yapay Zeka çalışmalarının başlangıç günü olarak kabul edilir.
Transistörün icadı, günümüz bilgisayar teknolojilerinin küçülmesi ve hızlanması için bir dönüm noktasıdır. William Shockly diğer iki arkadaşıyla beraber transistörün icadı dolayısıyla Nobel ödülü ile ödüllendirilir. Shockly, Rockefeller ailesi tarafından uzun süre fonlanmıştır.
Seth Lloyd (MIT) son zamanların en büyük Kuantum Bilgisayar araştırmacılarından biri. Seth Lloyd Rockefeller Üniversitesi’nden doktora sahibi.
George Gilder 1990 yılında yayınladığı ‘Televizyondan Sonra Hayat’ ve 'Telecosm' kitaplarıyla, o zamanlardan geleceği en tutarlı tahmin eden ekonomistlerin başında gelir. George Gilder, Nelson Rockefeller’in metin yazarı ve sıkı dostudur.
Rockefeller ailesinin farklı şekillerde desteklediği bu isimler 1900’lü yıllarda dünyanın çehresini değiştiren ve geleceği şekillendiren en önemli isimler. Bunlar gibi desteklenen yüzlerce farklı bilim insanı daha var.
Ve bu isimlerin birçoğu alanlarında çok başarılı işlere imza atarak insanlık tarihini dramatik şekilde değiştirmiş isimler. Sadece Rockefeller üniversitesinden toplamda 25 bilim insanı Nobel ödülü ile ödüllendirildi.
Dünyanın geleceğini Bu şahısların karanlık mahfillerde haritalarla değiştirdiği, virüsler yaydığı, cinayetlere tevessül ettiği iddiaları afaki, temellendirilmemiş ve fakirin çenesini yorucu değerlendirmelerdir.
Bu ailelerin bir araya gelerek, canlı canlı insanların doğrandığı ayinler yaptıklarını ve ayinlerden sonra dünyanın geleceğine oy birliği ile karar verdiklerini anlatan yüzlerce züğürd tesellisi mevcuttur.
Rockefeller gibi ailelerin başarısı geleceğin dünyasını yaratmaya çalışmaktan çok geleceği şekillendirecek insanları destekleyerek onları çok iyi dinlemeleri ve yatırımlarını bu insanların fikirleriyle yapmaları ve bu onları hep güçlü kılıyor.
Bu aileler çok büyük beyin avcılarıdır. Değişimlere çok kolay adapte olurlar. Geleceği iyi okuyan beyinleri dizlerinin dibinden ayırmazlar. Sanırım yeteri kadar delil sunmuş olduk.
Rockefeller gibi aileler, mevcut çalışma sistemlerinden ve disiplinlerinden şaşmadıkları sürece elbette geleceğin dünyasını şekillendireceklerdir. Fakat bu şekillendirme yuvarlak masa etrafında şeytani kararlar alarak değil, geleceği okuyan beyinlere yatırım yaparak olacaktır.
Dünyanın geri kalan insanları ise, bu ailelerin onlarca yıl önceden çizdikleri gelecek resminin günümüzle ne kadar tutarlı olduğunu görecek ve başına gelen büyük belaların müsebbibi olarak geleceği tasarlamış! bu aileleri hedef gösterecektir.
Büyük Resim veya Üst Akıl, artık adına ne koymuşsanız, işte budur.
Bu yüzden Rockefeller gibi ailelerin günümüzdeki yatırımlarını alt alta sıralayarak gelecekte olacakların çıkarımını yapmak gayet mümkün; Yapay Zeka, BigData, Blockchain, Kuantum bilgisayarlar, farklı ağ denemeleri.
Ezber balonlarına iğne batırıp onları patlatmak, duygusal toplumlarda linçle sonuçlanır. İnsanlar gördükleri rüyadan uyandırılmayı mevcudiyetlerine tehdit görür.
Senden öğrenilecek çok şey var Spinoza...
Duygusal toplumlar, ya merhametin asil zirvelerinde veya linçlerin karanlık çukurlarında gezinip dururlar, orta yolları yoktur. Ve bu durum onları yok oluşa sürükler.
Yanlış sandıklarımız, daha fazlasını bilme imkanına sahip olmadığımız için yanlış. Doğru sandıklarımız da daha fazlasını bilme imkanına sahip olmadığımız için doğru.
Görelilik, Kuantum, Kaos teorileri bize yaşadığımız dünyanın yaşadığımızı düşündüğümüz dünya olmadığını tüyler ürpertici bir şekilde göstermiştir.
Zaman belirsizliği görelilik kuramı ile bilgi belirsizliği kuantum teorisi ile ağ belirsizliği de kaos teorisi ile tanımlandı.
Einstein in atomik saatlerle yaptığı deneye göre yeryüzüne daha yakın noktalarda kütle çekiminin etkisiyle uzay/zamanın eğilmesi sonucu zaman daha yavaş akar. Bu deneyde bir su kulesinin tepesine ve dibine yerleştirilen saatlerden aşağıdaki saatin daha yavaş çalıştığı görülmüştür.
İkiz kardeşlerden birisi deniz seviyesinde birisi ise yüksek rakımlı bir dağda kaldığında yüksek yerde kalan daha çabuk yaşlanır.
Yine hareket halindeki nesnelerde zaman daha yavaş akar. 1971 de yine atomik saatlerle dünyayı turlayan bir uçakla bu ispat edilmiştir.
Hareket ve yüksekliğin değişimi ile zamanın değişimi bize hepimizin farklı zamanı yaşadığımızı da gösterir. Bunu günlük hayatta fark etmek zordur ama dünyadan uzak bir noktada bu fark asırları bulabilir.
Düşünsel olarak bir karadeliğe gidip orada da bir saat dönüp dünyaya geri dönüldüğünde dünyanın elli sene sonrası ile karşılaşırsınız.
Bu durum bize geçmişin şimdiki zamanın ve geleceğin aslında aynı anda yaşandığını gösterir.
Zaman boyutunun üstüne çıkıldığında ise evrenin var oluşundan bugüne dek yaşanan ve bundan sonra yaşanacak olayları görebilmekte bu şekilde mümkündür.
Görelilik kuramına göre zaman hız ve kütle çekimiyle değişir.
Tüm bu fark etmediğimiz gerçekleri hassas olan kişiler fark eder. Daha açık ifade edecek olur isek Gerçeklerden bir haber yaşayan çocuklar değil bizzat biziz.
Bir insan grubu 150 kişi olana kadar pek sıkıntı yaşamıyor. Sayı 150 yi aşınca yabancılaşma ve düşmanlıklar başlıyor aynı şekilde aşk, nefret, hayranlık, kıskançlık gibi duygular. (The rule of 150 – 150 kuralı)
Öğrenmek beyni yürütür, düşünmek koşturur, hayal etmek kanat takıp uçurur.
Çeşitlilik, bağımsızlık, grubun merkezi bir yapıya sahip olmaması halinde bir grup içindeki en zeki insandan daha zekidir. En iyi kararlar anlaşmazlıklardan ve yarışmalardan çıkar. Değerli olan farklı olmaktır. Aynı olmak değildir.
Dünya atom altı parçacıklar, fotonlar ve kuarklardan oluşur ve fiziksel bir sistemin her bir parçası bir bilgiyi kaydeder. Bu öğeler aynı zamanda bilgiyi işlerler. Bitki fotosentezi, kuşların bakterilerin bölünmesi gibi.
Atomun yapısının elektron, proton, nötron olduğunu biliyoruz. Bunun devamı da var. Atom altı parçacıklar yani kuantum dünyası. Bu dünya 3 değil tam 9 boyutlu. Ve sürekli değişken. Yani dili anlaşıldığında her şeyin her şeye Bilgi ile çevrilmesi mümkün.
Yaşayan her canlının kalbinde yatan şey bir ateş, sıcak bir nefes veya bir yaşam kıvılcımı değildir. Onlar bilgilerdir, kelimelerdir, talimatlardır… Yaşamı anlamak istiyorsanız bilgi teknolojilerini düşününüz.
Richard Dawkins
Tek bir kum tanensin dahi yerini değiştirmeniz, bütünde (evrende) değişikliğe sebep olur.
Fichte, The Vocation Of Man
Frigyes Karinthy tarafından 1929 da yazılan zincir isimli kısa hikayede kişi kitaptaki teoriye göre insanları birbirine bağlayan en fazla altı kişi bulunur. 7 milyar insandan kimi seçerseniz seçin tanıdıklarınızdan ve tanıdıklarınızın tanıdıkları üzerinden o insana mesafeniz 6 kişidir. Bu sayı Ulaşmak istediğiniz kişi ABD Başkanı veya Çinli bir köylü olsa da aynıdır. Bu 6 kişiyi tespit ve sonucunda fikrinizi sunacağınız insana ulaşmanız en fazla 3 ayınızı alacaktır.
1990 yılında bu teori Microsoftun 180 milyon insanın 30 milyar elektronik haberleşmesini araştırılarak bu tezin doğru olduğu ispatlanmıştır.
Canlı ve cansız varlıklar arası bir ağ ilmek ilmek bir ağ. Determinizim aksine bu ağ çok dinamik ve değişken. Bir kelebek bir fırtına ya neden olabiliyor. Hayatınızdaki dönüm noktaları gibi atmayı planlamadığınız bir adımı atmanız söylemeyeceğiniz bir şeyi söylemeniz asla çözemeyeceğiniz bir problemi çözmeniz hiç tahmin etmediğiniz bir kişi veya hiç ummadığınız bir eski dostunuzla ummadığınız anda yolunuzu kesiştirebilir. Veya sürpriz bir olumsuzluğu birden hayatınıza sokabilir. Tersi de mümkündür.
Hayat, varlığın ve yokluğun toplamıdır.
Varlık varsa yokluk da vardır. Varlığı kabul etmek yokluğu da kabul etmek zorunluluğunu getiriyor.
Varlık hakkında dahi bilgilerimiz çok kısıtlı. Yokluğu ise daha bilmeye başlamadık. Yokluğun bilgisine sahip olmadan varlığın bilgisine ulaşamazsınız.
Herkes tarafından kabul edilen, bizi çevreleyen varlıklara dayalı gerçekler zayıflar içindir. Yokluğu hayal ediniz.
Düşünce deneyleri yapınız. Düşünce deneyleri bedavadır. Yıldızlı bir gökyüzüne bakmak bunun için yeterlidir.
Bu büyük beyinlerin düşünce deneylerini ispatlayabilecekleri fırsatları yoktu, zamanlarının teknolojisi bu beyinlerin çok gerisinde kalmıştı. Einstein’ın 1900’lerin başlarındaki düşünce deneyini henüz geçtiğimiz hafta ispatlayabildik. (19 nisan 2019)
İnandığınız bir –izm, korktuğunuz bir kara kedi, doğruluğundan ve dürüstlüğünden şüphe duymadığınız bir düşünce akımı, altından geçmek istemediğiniz merdiven, kendinizi güvende hissettiğiniz bir topluluk olabilir, normaldir. Bunların yine insanlar tarafından oluşturulmuş, doğruluğu tartışılır bilgilerle oluşturulmuş hikayeler olduğunu bildiğiniz sürece size konfor sağlar, aksi durum (dava adamı olmak) zaman kaybı ve enerji israfıdır.
Bütün ezberlerinizden vazgeçiniz. Ezberler düşünce katilleridir. Beyinde çok fazla yer kaplarlar ve statik yapılarından dolayı beynin fonksiyonlarını yavaş yavaş ve sinsice öldürürler.
Eskiler, biriktirdikleri ezberler ile kendi kendilerini bir süre sonra işlevsiz ve hantal bir hale dönüştürür. Eski düşünce dinamiklerimizi kapı dışarı etmeli, kendimize yok oluş formatı atmalı ve zihinlerimizin kalan boşlukları en yıkıcı fikirlerle doldurmasını beklemeliyiz.
İnsanın varlığı yedi kattan oluşur. Kat yerine alem dememe nedenimiz bunların birbiri ile bağımsız olduğunu düşünme yanılgısına neden olmamaktır.
Yedinci katta ilahi kıvılcım denilebilecek yapı bulunur. Bu altıncı kata ruh olarak iner. Orada bu ruha bir beden oluşur. Bunun ardından her katta sırayla bedenler oluşur ve ruhlar o bedenlere iner. Her kattaki beden o katın yasaları ile çalışır. İyi veya kötü yöne evrilir. Gelişir veya çürür. Her kat bir üst katın koşulları ile oluşur. Bunları pasta dilimleri gibi üst üste düşünmemek gerekir. Yapı iç içedir. Her katta başka canlılarda bulunur. Fiziki alemde var olan bir şeyi değiştirmenin yolu diğer katlarda bu şeyin temelindeki faktörleri değiştirmekle mümkün olur. Esasen duaların çalışma mantığı da budur.
Mükemmelleşmeyi amaç edinen insan ikinci kattan başlayarak ilk kıvılcıma kadar keşfederek gider. Tüm varlığının bilgisine bu şekilde sahip olur. Varlık onun için anlam kazanır.
İçindeki sana ulaş, şöyle olsun böyle olsun… Gerçeklikten uzak sözler geçiniz.
Temed Nosce: Kendini bil..
Ne olduğunu düşünme ne olduğunu bil.
Bütün ezberlerinizden vazgeçiniz. Bize boca edilen şeyleri boşalta boşalta bu yapılır. Bir silme veya format işlemi. İşte o zaman insan boş, el değmemiş bir kutsal mabet gibi olur. Ve orası ilahi olanla dolar. Artık o insan üstüdür.
Tüm bu aşamaları bir anda kat etmekte mümkündür. Büyük oranda beyinle ilgili hastalıklarda bu böyledir. Yaşanan hasar bırakır. Geriye saflaşmış, arınmış, saçma sapan kuralların dayatıldığı, herkesin başta kendisi olmak üzere herkese farklı davrandığı ve göründüğü bir maskeli baloya eşlik etmek durumunda kalır.
Aklı keşifte kalmıştır. Sık sık oraya kaçmak ister. Huzur bulur.
Derken biri seslenir.
Bana bak: Bu kalem.
Tekrarlar kalem.
Kalemden söz edenler kim olursa olsunlar ruhen saflaşmanın yollarını aramalılar.
Bir olumsuzluğun nedeni o olumsuzluğa en fazla bir metre uzaklıktadır.
Zaman kavramı, mekan kavramı gerçek haliyle bilinmediğinden, çocukların neyi nasıl kolay kavrayabilecekleri de anlaşılamıyor.
Sadece verileni alabilir. Biraz idare etsin yeter deniliyor.
Kusura bakmayınız. Detaylarıyla izaha çalıştığımız gibi aklıyla tanış olamamış bu kadar ahmak sıradan bir yaşam yaşıyorsa onlar hayli hayli yaşar.
Teknoloji, bilgi , teori başlıklarında siteye konulmuş son yazı bu. Dileyenler gerek geçen isimlerden, gerekse söz edilen teoriler üzerinden binlerce sayfa bilimsel veriyi araştırıp bulup okuyabilir.
Uygulamalar safhasındayız.
Hayallerinize sınır koymayınız.
Hiçiz demeyiniz. Hiç değilsiniz.
Biz anlamayız da demeyiniz. Yaşamınızın bir anlamı olmalı. Can sıkıntısı sebebiyle yaratılmış olamazsınız.
Ne yapmanız gerektiğini bilmiyor olabilirsiniz. Öğrenmek istemeniz yeterli.
Ezber bulunmaz.
Kişiye özel.
Sadece deneyim.
Sadece otizm.