DİL GELİŞİMİ VE KONUŞMA

Otizm olgusu ile yaşayan birçok aile için en çok üzerinde durulan konulardan birisi “bir an evvel çocuğun konuşmasıdır.”
Anneler babalar çocuğun bir an evvel konuşması halinde çocuklarında görülen olumsuz davranışların ortadan kalkacağına inanmaktadırlar. Bu ise derin bir yanılgıdır.
Bizler; konuşma konusunu çocuğun genel gelişimi içerisinde ve çocuğa bir bütün olarak bakarak ele almaktayız. Yani önce göz teması ile ilgili çalışmalar yapmak, sonrasında komut çalışarak alıcı dil gelişimine önem vermek, ilerleyen zamanlarda da kendisine verilen komutları yerine getirmeye başlayan çocuğa dil terapileri vermek gibi klasik yöntem yerine çocuğu bir bütün olarak ele alıyor, konuşmayı sona bırakmıyoruz.
Çocukken ne yaptığımızı hatırlamadığımız dönemde konuşmayı bilmiyorduk, yazı yazmayı da okumayı da peki dünyayı nasıl algılıyorduk?
Dokunarak parmak uçlarımızla.
Başka?
Eğer mümkünse elimize verilen şeyi evirip çevirip ağzımıza götürüyorduk. Bize ses çıkartan oyuncaklar veriyorlardı. Sallıyorduk. Bize sesleniyorlardı basit çağıldamalarla parmaklarını alt dudağımıza bastırıyorlardı. Şarkılar söylüyorlardı, ayakta sallanıyorduk, oturduğumuz yerde de sallanıyorduk. Bu bir gelişim göstergesi idi.
Tüm bunlardan hareketle “dokunma duyusu ve ağızın insan evladı için sanıldığından çok daha önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Peki, neler yapmalıyız?
Öncelikle “Duyusal Egzersizler” isimli kitapçığımızda bulunan uygulamaların tamamına başlayınız. Bu sayede duyular gelişecektir. Duyular geliştikçe anlama ve kavrama da gelişecektir. Anlama ve kavraması gelişen çocuk ise zaten iletişim kuracaktır. Bu noktada iletişimin kolay ve sağlıklı kurulabilmesi için konuşma aşamasına hazırlıkların eş zamanlı yapılması büyük önem taşımaktadır.
Basit bir kaç uygulama örneği yazalım;
Çocuğunuzun ağzının etrafına sevdiği tatlı şeylerden sürerek yalamasını sağlamaya çalışınız. Dilini ağız etrafında dudaklarda ve dudakların biraz dışına temas edecek şekilde çevirmesini sağlayınız.
Çocuğunuzun çenesini Çene altından nazikçe tutup (deri kısmından) hafifçe aşağıya doğru çekiniz ve ağız aç – kapa hareketini yaptırınız. Bunu kendisinin de yapmasını sağlayınız. (yapacaktır)
Çocuğunuzun diliyle önce Sağ sonra sol yanağının içine dokunmasını sağlayınız.
Çocuğunuzun diliyle alt ve üst damaklarının yanak içleriyle birleştiği noktalara dokunmasını sağlayınız.
Çocuğunuzun çene kemiklerine ve damaklarına elinizle yuvarlak hareketlerle bastırmadan masaj yapınız.
Bu uygulamalar Günde beş dakika ile başlanarak çalışma süresinin çocuğunuz sıkılana kadar uzatılabileceği uygulamalardır.
Uygulamaları bir ayna kullanarak yapmak büyük fayda sağlar. Aynaya birlikte bakarak sizde dilinizi çıkartıp, bu halinizi önce size bakarak, sonra sizdeki hali aynada görmesini sağlayarak, kendi dilini çıkardığında da yine kendisini aynada görmesini sağlayınız. Bu sayede çocuğunuzun ilerlemesini ve kendi farkındalığını çok hızlı arttırmasını sağlayabilirsiniz.
Tercih edilecek ayna basit bir ayna olmalıdır. Terapi aynasına gerek yoktur.
Hepsi bu kadar mı ?
Tabii ki değil. Fazlası var.
Dil Gelişimi ve konuşma konusunun; iç nedenleri, çevresel nedenler, Bilinçaltı egzersizler yönünden bir bütün olarak ele alınması gerekiyor.
Çocuğunuzla karşılıklı sohbet ettiğinizi düşünün. Hatta boş bulunup biraz sessiz ol ve sus dediğinizi düşünün.
Hayal mi diyorsunuz.
Biz önce düşünmüyoruz.
Nasıl mı olur ?
Bizimle iletişime geçiniz.